yıpratıcı

yıpratıcı
adj. abrasive, back breaking, corrosive, wearing
--------
n. back breaking, eating

Turkish-English dictionary. 2013.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • yıpratıcı — sf. Yıpratan, gücü kıran, azaltan Evvelce hoşlandığım karakter değişiklikleri yorucu, yıpratıcı olacak. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağır iş — is. Fazla güç ve emek isteyen yıpratıcı her türlü iş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dalgakıran — is., den. Kıyıdaki yapıları, tekneleri, dalgaların yıpratıcı etkisinden korumak veya gemilerin yük alıp boşaltmasını sağlamak amacıyla liman ve iskele önlerine yapılan uzun set Limanın dalgakıranı ucundaki deniz fenerine doğru ilerledim. N.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ezici — is. 1) Ezme işini yapan kimse veya şey 2) sf. Yıpratıcı, bunaltıcı, sıkıntılı Hep ağır, ezici, sıkıntılı şeyler düşündükleri belliydi. S. F. Abasıyanık 3) sf., mec. Üstün gelen, yok eden, ağır basan Ezici çoğunluk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yıpranma payı — is. 1) Yıpratıcı işlerde çalışanların yaptıkları ağır ve tehlikeli işten dolayı fiilî hizmet yıllarına eklenen süre, fiilî hizmet zammı 2) Taşınmaz malların aşınmalarına karşılık olarak yıllık kârdan ayrılan belirli pay, aşınma payı, amortisman …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yıpratıcılık — is., ğı Yıpratıcı olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir — dağ başında kışın fırtına eksik olmadığı gibi kişinin yaşamında da yıpratıcı olaylar eksik olmaz anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”